• UO:Nimloth Forum [ARŞİV] forumuna hoşgeldiniz.
 

Haberler:

SMF - Just Installed!

Ana Menü

Quest Nimloth : GÜÇ

Başlatan Lyu, Eyl 26, 2009, 10:02 ÖS

« önceki - sonraki »

Lyu

Bölüm -1-

 "Düşmanı affetmek , dostu affetmekten daha kolaydır."
                  D.Deluzy

                                                    İŞKENCECİ


 Yazın ortalarıydı.Batıdan esen rüzgâr,  ekinlerin kokusunu , neredeyse tüm şehire sindirmişti.Sanki yıllar boyu
cenk edilmemiş , uğruna kanlar dökülmemişçesine bir hava hakimdi.Babalar evlatlarını artık savaş sanatına değil,
zanaatkarlığa karşı eğitmekteydi.Kimilerine göre muhteşem , kimilerine göre ise rahatsız edici bir huzur mevcuttu.
Krallığın topladığı vergi, artık demircilerin alın terine değil , sanatçı ve zanaatkarların mürekkeplerine , araç ve
gereçlerine kullanılmaktaydı.

  İnsanlığın en zayıf zamanı -ki duruma her yüzyıldan verilebilecek örneklerle aşikârız.- huzur ve barışın kol gezdiği
zamanlar olduğu rahatlıkla görülebilir.Sadece ekonomiye ve zanaata yorulan akıllar , çoğu gerçeği görmeye müsaade
etmez.Görülen herşey bir amfi-tiyatronun sahnesindeki kırmızı cübbeli bir sihirbaz ya da eşya şaklabanları gibidir.

 Bütün bunlara rağmen , Britain dışında durum hiç değişmemiş gibiydi.Krallığın ödül koyduğu 150 'yi aşkın katil
bulunmaktaydı.Sadece Delucia'nın kuzeyine konuşlanmış 50 'nin üzerinde yolkesen ve katil olduğu halk arasında
dilden dile geçmekte , korku dolu bakışlarla anlatılmakta , ancak içkisini kaldıran birinin ''şerefe!'' demesiyle
unutulmaktaydı.

 Günlerden bir gün ;

 Britain'de içilebilecek en güzel bira ve şarabın bulunduğu , anlatılan hikayeleriyle , ziyaretçileriyle , müdavimleriyle
en ünlü taverna olan 'Peer's Beer' da her şey alışılagelmiş , sıradan bir gündü.Taverna sahibi -eski bir demirci olan-
Vulok Bassemand, her zaman ki masasında oturmuş , garsonların ve barmenin işlerini göz ucuyla takip etmekte ve
önündeki parşömene bir şeyler karalamaktaydı.

 Kapıdan içeriye giren bir taverna müdavimi , o sırada yerleri süpürmekte olan garsonun omzuna dokunarak ;

"İyi işler , her zamankinden gönderir misin?"
"Hemen efendim , hay hay."

 Garson süpürgeyi kapının yanında müsait bir yere bırakarak , barmene doğru yöneldi.Yeni gelen kibar müşterinin
siparişini barmene iletti ve hazırlanan siparişi , kibar müşteriye götürdü.

"Buyrun."
Müşteri başıyla hafifçe selamlayarak tebessüm etti.

 Masalardan birinde de yine keyifler muhteşem , gülüp eğlenilmekte , atılan kahkahalar tavernanın dışından duyulmaktaydı.
Bu durumdan hoşnut olmayan tek bir kişi vardı.O da tavernada o masanın bulunduğu kısımla ilgilenen garsondu.Neşesine ,
neşe katan müdavimler , her kahkahada kupaları doldurtup içmeye devam etmekteydiler.

 Kahkahalar , kapının hızlıca açılıp , vurmasıyla bir an duraksadı.-Bilinir ki ; Peer's Beer'da hiç bir zaman kapı bu şekilde
açılmazdı.-Kapıdan içeri bıyıkları yeni terlemiş , sarışın , uzun boylu bir genç girdi nefes nefese.Bassemand ve müdavimlerden
arka masalarda kalan bir kaç kişi genci görebilmek için yavaşça ayağı kalktı.Genç , nefesini dengelemek için bir eliyle kapının
kirişine dayanarak eğildi.Kan oturmuş , mavi gözleriyle Bassemand'a doğru baktı.

 Gencin adı William Vonder idi.Babası eceliyle geçen sene kışın ortalarında vefat etmiş , annesiyle yaşamakta olan Bassemand'ın
ailesine mensup , uzaktan akrabası olan genç bir çiftçiydi.Ekincilik ve çiftçilik haricinde yay yapımıyla ilgilinen, iyi niyetli , sevilen
biriydi.

"Vulok Amca !" dedi sanki son nefesiyle söylemiş gibiydi.
 Bassemand duyacağı kelimeleri tahmin ediyordu sanki.O kelimeleri duymak istemiyordu.
"Philen !" dedi.Üzerinden büyük bir yük kalkmış gibiydi.

 Philen , Bassemand'ın eşi idi.Mutlu evliliklerinden uzun seneler geçmiş , Bassemand'a 2 sağlıklı evlat vermiş, muhteşem bir
hayat arkadaşıydı.Ve hamile idi.

 Vulok masasından fırlayarak , William'a doğru koşmaya başladı.Müdavimlerden bir kaç kişi de portmantoya yönelerek yeleklerini
giymeye koyuldu.

"Nerede !?" dedi Vulok.Ne göreceğini hayal bile etmek istemiyordu.
"Evde" dedi William tükenmiş nefesiyle ve kapının önünden çekildi.

 Vulok tavernadan fırlayarak eve doğru koşmaya başladı.Müdavimlerden bir kaç kişide onu izliyordu.Vulok'un karnındaki ağrı , attığı
her adımda daha da sertleşiyor , gözleri yaşarıyordu.Hissettiği aşkı ve sevgisini , hayat arkadaşının başına ne geldiğini bilmemesi ve
bu durumun verdiği merak , başını döndürmüş , kendinden geçmişti.Hiç bir şey hissetmiyor gibiydi.Sadece koşuyordu.

 Eve vardığında kapı ardına kadar açıktı.Hamile eşi , odanın ortasında öylece yatıyordu ve kanlar içindeydi.Yüzüstü yatmakta olan eşinin ensesinde , büyük bir kan lekesi vardı.Ayrıca öylece yatmakta olan eşinin bedeninin altında da muazzam bir kan gölü vardı.
 Vulok ellerini ağzına götürdü.Başının dönmesi artmış, yere düşecek gibiydi.Dizlerinin titrediğini ve tutmadığını farkettiğinde , dizlerinin üstüne düştü.Eşinin yanına gitmek istiyordu.Gözlerindeki yaşarma , yerini büyük , tuzlu gözyaşlarına bırakmıştı.Ellerine öne koydu ve emeklemeye başladı.Eşinin yanına vardığında ensesinin neden kan olduğunu gördü.Bir bıçak saplanmıştı.Ve çıkarılmıştı.

 Müdavimler kapının önünde Vulok'u ve yerde yatmakta olan eşinin durumu izlemekte , kimisi hemen dışarı çıkmış , çömelmiş oturmakta idi.William eve vardığında Vulok eşinin cansız bedeninin başında , biricik hayat arkadaşının saçlarını okşamaktaydı.

William neredeyse duyulmayacak kadar az bir sesle ;
"Vulok Amca...bebek"

 Vulok bebeğini unuttuğunu ancak William'ın uyarısıyla farketti.Eşini çevirdi ve görünen manzara karşısında , taverna müdavimlerinin hepsi dışarı çıktı.Karnı kesilmiş , organlarının yarısı dışarda idi.Bebek karnından alınmıştı.Canice.Vulok haykırdığında , kapının önündeki taverna müdavimleri göz yaşlarına boğuldu.

"HA-AYIR !"

Aynı gün , olaydan bir kaç saat sonra ;
Britain Kalesi.

 Yaşanan olayın , ne denli bir canilik olduğunu kestirememiş , sakalını ovuşturup , tek kaşı havada "Muhafız Komutanı"nı dikkatlice dinlemekteydi.

"Lordum, olay yerine en yakın olan devriye , Bay Bassemand'la birlikte evine giden taverna müdavimlerinden biriyle geldi , bana haber.Bu anlattıklarımı bizzat gözlerimle gördüm." dedi , gördükleri karşısında , şok geçirmiş Muhafız Komutanı.

Muhafız Komutanı , uzun yıllar Britain Lorduna hizmet vermiş , eğitimli , bilgili ve zeki bir askerdi.Görevini bizzat babasından devralmışlayıkıyla yerine getiren asker "Büyük el Tom" olarak bilinirdi.Tam adı ; Grugeus Thomasson  Wannador.Lakabını ellerinin büyük olması sebebiyleher çeşit silahı kullanabilmesinden çok , kimi zaman oynadığı iskambil oyunlarında sürekli kazanmasından aldığı söylenirdi.Ama elleride pek küçük sayılmazdı.

"Gördüklerin bir insanın yapabileceği şeyler değil , Thomas" dedi Lord British.Vekiline dönerek ;
"Ne düşünüyorsun?"dedi.

 Vekil , Britain kurulduğundan beri , Lord British'in akıl hocalığını yapan , çıkmaza girdiği noktalarda keskin kararlarıyla Britain
Lordunu bir çok zor durumdan kurtarmış Sir Buctord Antonius Ballard'dan başkası değildi.Büyük büyü ustalarından biriydi.Ancak
diğer pek çok büyücü gibi gizemle ya da sırlarla dolu birisi değildi.Görevini yerine getirmeye çalışan herhangi bir muhafız ya da bir
demirciden farksız basit bir hayat sürüyordu.

"İnceleyeceğim, efendim" dedi.Her zaman ki puslu, sakin ses tonuyla.
Muhafız Komutanı Thomas Wannador araya girerek ;
"Ben inceledim, Lordum"dedi.Kendinden emin bir ifadeyle.
"Bir işaret ya da bir iz varmı?"dedi Lord British.
"Hiç bir şey yok , Lordum , kapı zorlanmamış , gören olmamış , duyan olmamış.Willy eve gittiğinde ölü bulmuş."duraksadı , yüzünü buruşturdu.
"Ve bebek kesilerek alınmış" diyerek devam etti.
"Willy?"
"William , efendim.Vulok'un akrabası , eşi hamile olduğu için herhangi bir konuda bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sormaya gidiyormuş düzenli olarak."
"Peki Thomas , Çıkabilirsin."

"Bende müsaadenizi istiyorum." dedi Vekil , Lord British'in kulağına doğru eğilerek.
"Müsaade sizindir , haberlerinizi bekliyorum."



***
Karakterler
Lord British                      - Britain Lordu
Sir Buctord Antonius Ballard                 - Britain Lordunun sözcüsü , vekili
Cpt. Grugeus Thomasson Wannador     - Britain Muhafız Komutanı
Vulok Bassemand                    - Peer's Beer Tavernası sahibi
Philen Bassemand                  - Vulok Bassemand'ın eşi (Öldü.)
William "Willy" Vonder                                       - Çiftçi





 

  Yorum , dilek , istek ve şikayet başlığınız ;
http://www.uo-nimloth.net/forum/index.php?topic=2735.0
Win.

Lyu

#1
Bölüm -2-
**Oyuncuların iştirak edeceği ilk bölüm.

"Ülkeler kılıçla alınır;ancak adaletle korunur."
                                                                            Timurlenk


                       HAİN

  Tüm Britain'a puslu bir sessizlik hakimdi.İşlenen cinayet tüm şehirde korku uyandırmış, Şehirliler yataklarında rahat yatamaz olmuşlardı.Muhafız Komutanı Cpt. Grugeus Thomas Wannador şehrin her yerinde muhafızları arttırmış,
neredeyse her sokağa iki muhafız yerleştirmişti.İşin başında da bizzat kendisi duruyordu.

"Batı yakası ne alemde?"
"Temiz , komutanım."

  Thomas tekrar kontrol etmek için Vulok'un evine doğru muhafızlarıyla yola koyuldu.Vulok çocukları  William'ın evine götürmüş, kendisi odasına çekilmişti.Hala inanmıyordu.Yaşananlara, yaşadıklarına.Eşini ilk gördüğü an aklına geliyor,
içi ürperiyordu.Kabullenemiyordu.Kimin böyle bir şey yapmış olabileceği konusunda aklına hiçbir şey gelmiyordu.Huzursuzlukta evdeki bütün gaz lambalarını ve mumları yakmıştı ama zifiri karanlıkta gibiydi.Dakikalarca hıçkırdı.Derin nefesler alıp, içindeki acıyı yırtmaya çalışıyordu ama her seferinde bu acıya yenik
düştü.Yatağının yanına-eşinin yattığı tarafa-çömelmiş, sanki ordaymış gibi bakıyordu.Ve kapı sesini fark etti.

Kapıyı çalan Muhafız Komutanı Wannadordu.

"Vulok!"diye seslendi.

 Vulok cevap vermedi.Kimseyi görmek , kimseyi durmak istemiyordu.Yas tutmaya devam etti.Gözünü her kapadığında eşinin yüzünü görüyordu.Ve o gözlerini her kapadığında bir kez daha yanıyordu canı.

   Komutan Wannador tekrar seslenmedi.Kapıyı çaldığında kapının açık olduğunu fark etmişti.Sessizce içeriye girdi.Yanındaki muhafızlara kapının iki yanını işaret ederek ;

"Burada bekleyin." dedi ve sakalını sıvazlayarak içeri girdi.
"Bir iz bırakmış olmalısın.Mutlaka bir iz bırakmış OLMALISIN !"

diye söylendi kendi kendine.Etrafı dikkatlice incelemeye koyuldu.Herşeyi dikkatle inceliyor, eşyaların zamanla ahşapta yarattığı izlerden , yerinde olmayan bir şey varmı ya da yerinden oynatılmış bir şey varmı diye tekrar tekrar
bütün odaya göz gezdiriyordu.Umudunu yitirdiği anda içinde bir heyecan baş gösterdi.

"Bingo!"

 Sir Buctord Antonius Ballard kaleden ayrılırken düşüncelerini yönlendiren bir çok soru işareti vardı kafasında.Merdivenlerden yavaşça inerken, havanın ne kadar temiz olduğunu fark etti.

"Temiz hava iyi gelecektir." diyerek derin bir nefes aldı.

  Kütüphaneye girdiğinde,  çok uzun zamandır buraya gelmediğini fark etti.Kitap kokusunu bu kadar özlemiş olabileceğini kendi de düşünmüyordu.

"Bu koku daha iyi gelecektir." diyerek daha derin bir nefes aldı.

 Ballard kimin , neden , nerede öldürüldüğünden çok ne şekilde öldürüldüğünü araştırıyordu.Caniye ancak bu şekilde ulaşabileceğini emindi.Böyle bir katilin istemedikçe arkasında iz bırakmayacağına emindi.Aradığı kitabın adını
hatırlayamıyor, bütün kitapları karıştırıyordu.

"Acaba burdamı?"
"Hmm..burda da yok."
"Nerede bu lanet olası kitap?"

 Aradığı kitap ölüm üzerine yazılmış 'Book of Death' isimli kitaptı.Vurlok Bessemand'ın eşi ensesine saplanan bir bıçak darbesiyle öldürüldü ve muhtemelen aynı bıçakla karnı kesilerek bebek alındı.Canice işlenen bu cinayetteki en belirgin
özellikler bunlardı.Ya hunharca katledildi ya da bir ritûel için bu şekilde öldürüldü.Doğru cevabın o kitapta olacağına emindi.

Kütüphanedeki  sessizliği muhafızların bağırışları bozdu.

 "Komutan nerede!" diye bağırdı bir grup askerin arasından birisi.Belli ki diğerlerine
göre daha kıdemliydi.

Kale önündeki muhafızlardan biri cevap verdi.
"Vurlok'un evinde!"

Asker, diğerlerine dönerek ;
"Gidelim!" diye bağırdı.

   Hızla uzaklaşan askerleri , kütüphane kapısından izleyen Ballard kendi
kendine söylendi ;

"Bir kurban daha..."
Win.

Lyu

#2
Bölüm -2- Sonlandı.

Britain'de işlenen cinayetin arkasındaki katili bulmaktı görevimiz.Böylelikle cinayetin neden işlendiğini öğrenecektik.Katile ulaşmamız için 4 farklı yol vardı.

1.Vulok'un evinin yukarısında bulunan kan izlerini takip ederek , katile bu görevi vermiş olan kişinin önceden hazırladığı ışınlanma noktası ile katilin bir süre konakladığı yeri bulabilirdik.

2.Ballard'ın aradığı kitabı , kütüphanede Ballard'dan önce bulsaydık yine katilin konakladığı yeri bulabilirdik.

3.Cpt. Wannador cinayet işlendikten sonra yaptığı incelemede bir harita buldu.Ve bu haritanın yerini saptadı.Ve bunu Cpt. Wannador ordan çıktıktan sonra jurnalini karıştıran oyuncu yine harabeyi bulabilirdi.

4.Evi incelemekte olan arkadaşlar için 'Philen' yine harabeyi 20 dakikada bir fısıldamaktaydı.

Bu 4 farklı yol ile harabeye ulaşan arkadaşlar, katilin notunu buldular.
Katilin notu ;

"Uçurumun ucunda altın kumlarda kan kokusunu solurken beni hayata bağlayan yegane şey yabani atların toynak sesiydi."

Burasıda katilin cinayetten sonra konakladığı kamp idi.Wastelands'de Britain lağımlarına çıkan tünelin arka tarafıydı.

Katili ilk bulan oyuncumuz 'Idefix' 500.000 altının sahibi olmuştur.


'Katil Cuma gününe kadar işkence görecek'

Cuma günü 20:00'da kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Dilek ve Şikayetleriniz için ;

http://www.uo-nimloth.net/forum/index.php?topic=2735.0
Win.